Herkese merhabalar , daha önce bu sayfada yazılarımı yayınlıyordum fakat sitenin bana çıkardığı sorunlar nedeni ile bloğumu taşımaya karar verdim ve artık buralardayım. Tam iki ay önce açtığım (iki ay bir gün önce) bloğumu site sürekli sorun çıkardığı için buraya taşıdım daha önceki yazılarımı da yayınladım isterseniz okuyabilirsiniz ...
Herkesin sinir olduğu bir konu vardır (Benim kesinlikle bir değil , herşeye gıcığım ben hahaha .) ya hani , benim de en sinir olduğum konu ise burçlar.
Hani böyle burçlardan konu açılır ve herkes burcunu söyler, sıra size gelmektedir , fakat siz terlemeye ,paniklemeye, ordan uzaklaşmaya çalışırsınız , fakat sıra size gelmiştir . Kem küm derken kısık bir ses çıkar , 'akrep ' diye , tabi o sırada herkes bir susar , birbirlerine bakar , biraz sizden uzaklaşmaya çalışırlar ve şöyle bir, çok samimi bir ses (!) tonu ile 'hımmm , yaa öyle mi ? ' diye sorarlar . (Haaa öyle , niye ? Bir kötülüğünü mü gördün akreplerin ! ) Sizi söylediğinize pişman ederler.
Söylemez olaydım
Ve devamın da 'aaa hiçte akrepe benzemiyorsun' ( Allah Allah neden benzemiyorum, acaba insan filan mıyım ben ! ) gibi muhteşem tespitler (!) yapılır bu arada .
Akrep burcunu böyle mi hayal ediyorlar acaba.
Dıştan ,fazlasıyla samimiyetsiz gülmeye çalışsam da , içimden o an suratlarına bir tane geçirme isteği duyarım ( Bunu bile akrep burcu olmama bağlamasalar bari , yoksa gerçekten nedeni bu mu, hahaha .) .
Fakat sorsanız onlar haklıdır , çünkü ben akrep burcu olarak doğmuşumdur ve doğuştan kindar, sinsi , kötüyümdür .(Nihahhaha , korkun benden .)
Ve bu sırada , içlerinden biri muhakkak olarak ' bunu öğrendiğimiz iyi oldu, artık sana karşı daha dikkatli davranırız ' der, yani ne tepki vereyim şimdi , ne yani daha önce düşüncesiz mi davranıyordun ya da kötülük mü yapıyordun ? Ya da daha önce benden herhangi bir kötülük mü görmüş veya gelecek de değişeceğim ?
Fakat sağolsun zaten yeterince kötü bir imajımız varken birde sosyalmedya bu konuda yardımlarını hiç esirgemez (!) , ve akrep burcu olanları yerden yere vururur , bütün şeytani özelliklerimizi ifşalar (!) ve iyicene burçlar arasına fitne sokar.
Heee kankayız biz, örümceklerlen, arada dertleşiyoruz bunlar bize niye öcü muamelesi yapıyor diye.
Bazen acaba ne yapsak da , insanları delirtsek diye düşünmüşler ve burçları ortaya çıkarmışlar diye düşünmeden edemiyorum (Hepsi Amerika'nın bir oyunu , hahaha.) .
Ve bakmışlar bunlar zaten deli, pek etki etmedi bari bu burçların birini şeytanı gösterelim de birbirlerini zırdeli etsinler demişler.Ve bu böylelikle akrep burcu ortaya çıkarmışlar ( Hayal gücüme ben bile hayret ediyorum şuan da.)
Sayeniz de o da oldu .
Ne kadar yazmışım öyle ama çok dertliyim sayın okur , neyse senin de artık sinirlerin bozuldu sayın okur ,artık bitireyim bu yazıyı başka bir yazıma devamını getireyim ( Daha bitmedi mi demeyin , bitmez beni bir de konuşurken görün.) , buraya kadar okumaya dayanan herkese teşekkürler ...
Uzun zamandır güzel bir diziye denk gelmiyordum. Yani varsa bile genel olarak diziler en fazla sekizinci bölüme kadar güzel gidiyordu ve sonra dizi final verene kadar vıcık vıcık bir hal alıyordu, tabi durum böyle olunca son zamanlar da ben de kolay kolay hiçbir dizinin sonuna kadar izlemedim - izleyemedim . Buradan bu vesile ile senaristlere seslenmek istiyorum, ne olur saçmalamayın , şu dizlerin son 7-8 bölümünü mantıklı yapın , gözünüzü seveyim ...
Neyse başladım bir diziye sonunda, sonuç yeni bölüm bekleyen acı dolu Saliha.
Neyse konumuza dönücek olursak ;
Bok Soon sarayda hizmetçi olarak çalışmaktadır ve kocası ise bir kumar bağımlısıdır. Bir gün Bok Soon kaçırılır ve kendisini kaçıran kişi ( Yi İn Jwa ) ona bir görev verir.
Bu görev sonucu olarak kral Bok Soon ' a aşık olur , fakat Bok Soon evli olduğu için krala yüz çevirir.
(Kral şok )
Reddedilen kral bu duruma çok sinirlenir ve Bok Soon ' nun kocası Baek Maen Gum ' un bir kumar bağımlısı olduğunu öğrenir ve ona bir oyun oynar. Kral kimliğini gizleyerek Baek Maen Gum 'la kumar oynar fakat en sonunda Baek Maen Gum 'un kumar da ortaya koyucak bir şeyi kalmaz ve karısını ortaya koyar ( Salak ) ve kaybeder.
Bok Soon kralla evlenir, aradan 6 ay geçer ve erken doğum yapar. Doğum erken olunca , herkes bebeğin önceki evliliğinden olduğunu düşünür . Bu sırada da kralın ilk karısı Jang Ok Jung , Bok Soon' u çok kıskanmaktadır ve bebeğin erkek olması onu daha da delirtir ve Bok Soon' u bebeği ile tehdit eder. Bok Soon da bebeğini kurtarmak için Baek Maen Gum 'a verir. Fakat bu duruma Yi İn Jwa çok sinirlenir çünkü Bok Soon'un oğlunu kendi istediği gibi kral yapmayı düşünmektedir, yani kendi yöneteceği bir kral , Yi İn Jwa planlarını değiştirir ve bebek büyüyene kadar gizlice onu izletir. Bu sırada Bok Soon'un ikinci oğlu doğar.Aradan yıllar geçer iki oğlu da büyür ve bir kumarhanede karşılaşırlar ( kadın ne şanssız )...
* Ben biraz daha yazarsam bütün diziyi yazacağım ve baya da spoiler da vermişim o yüzden burada artık duruyorum . Ve direk dizi hakkındaki notlara geçiyorum;
* Bok Soon ne çekti , dizinin ismi Bok Soon'un çilesi olarak değiştirilmeli bence.
* Kral 'ı oynayan amca (!) beni oyunculuğu ile hayran bıraktı. Yorumlara baktım, çoğu kişi de aynısını düşünüyormuş.
* Fakat bayan başrolün ( Dam Seo )oyunculuğunu hiç beğenmedim ve çok yaşlı geldi.
* Ama Dam Seo 'nun kıyafetleri beni büyüledi. Ve bu sahne çok hoşuma gitti.
* Dizi de Jang Geun Suk'un, 180 derecelik değişimine ne demeli.
*Son olarak diziyi çok güzel ben beğendim ve yazımı Jgs ile sonlandırıyorum.
Son zamanlar da pek güzel bir Kore yapımı filme denk gelmiyordum ve beklentilerimi oldukça düşürerek bu filmi izledim. Ve gerçeği söylemek gerekirse filme bayıldım .İlk yarısı oldukça eğlenceli idi fakat ikinci kısmı senarist bizi şok üstüne şok yaşattı ve biraz da hüzünlendirdi ( Biraz mı hımmm , baya hüzünlendi kendisi aslında).
O zaman hemen filmin konusuna geçeyim;
Sung Chil dede tek başına yaşayan ve oldukça huysuz bir ihtiyardır. Aynı zamanda mahalledeki markette yarı zamanlı çalışmaktadır. Sung chil dedenin yaşadığı mahallede geri dönüşüm projesi yürütülmektedir ama Sung Chil dede bir türlü anlaşmaya yanaşmaz ve evini satmayı reddeder ve bu sebeple de proje gerçekleştirilemez .
Bütün mahalle dedeyi ikna etmeye çalışırken bu sırada mahalleye yeni biri taşınır, dedenin yeni komşusu boş rol ninemiz Geun Nim den başkası değildir. Bizim ihtiyar başta ne kadar kaba davransa da Geun Nim nineyi sevmektedir.
Fakat bizim ihtiyar ilerlemiş yaşına rağmen kadınlara nasıl davranacağını bilmez ve bütün mahalle ona yardıma koşar.
Filmle ilgili saçma notlar( Aman dikkat ! birazcık spoiler içerebilir.) ;
*Dede gerçekten de nasıl davranmasını gerektiğini bilmiyordu.
*Filmde klasik bütün Kore dizi - filmlerindeki klişe şeyleri yaptılar , tabi biraz geç kalmışlardı o kadar...
* Klişe demişken, bunu unutmak olmazdı.
İyi seyirler...
Her mevsim farklı meyvelerin olması ne büyük bir nimet değil mi? Bir meyveyi ne kadar seversem seveyim, mevsimi geçtikten sonra o meyveyi canımı istemez, ve o mevsimin meyvelerini canım ister ,hepimiz böyleyizdir sanırım. Vücudumuzun ihtiyaçlarını gidermesi için, ortaya çıkan bir durum . Vücudumuzun ihtiyaçları her mevsim farklıdır , ve bu ihtiyaçlara göre her mevsim farklı farklı meyveler yetişir. Yazları suya ihtiyaç duyan vücudumuz için kapruz gibi daha sulu meyveler, ilkbahar da ortaya çıkan salgın hastalık için , erik gibi, bağışıklık sistemini güçlendiren meyveler ve daha niceleri.
Tezgahlar da yeni yeni çıkmaya başlayan çilekleri görünce hemen Cafe Fernando'ya ait bu tarifi denedim. Hem lezzeti , hem de kolaylığı ile beni büyüledi. Öyle sevdim ki, üç defa daha yaptım.
Malzemeler
Hamur için;
180 gr un
120 gr şeker (orijinalinde 140 gram ve yarısı esmer şeker)
120 gr tereyağı (küp küp doğranmış ve buzlukta bekletilmiş)
1/4 çay kaşığı tuz
Meyveli harç için;
700 gr çilek ( orijinalinde 750 gr kullanılmış)
2 çorba kaşığı şeker
Yarım limonun suyu
1 çorba kaşığı + 1 çay kaşığı un
Un, şeker ve tuzu bir kapta karıştırın.İyicene soğumuş olan tereyağını unlu karşıma ekleyip parmak uçlarınız ile ( bu işlemi mutfak robotu ile de yapabilirsiniz.) , unlu karışıma yedirin . Aman dikkat hamuru bir araya getimemeye özen gösterin, iri iri kum taneleri boyutuna geldiğinde işleminiz tamamdır. Hamuru meyveli karışımı hazırlayana kadar dolaba alın.Fırını
185 dereceye alın.
Çilekleri dört parçaya bölün ve bir kaba alın , üzerine şeker, limon suyu ve unu döküp karıştırın. Fırın kabına meyveli harcı aralarında boşluk kalmayacak şekil de koyun
ve üzerine de hamuru dökün ( hamurun üzerine asla bastırmayın ! ) . Kabı fırına alın 35-40 dakika hamurun üzeri kızarana kadar pişirin. Piştikten sonra 15-20 dakika bekletip servis edin.
Afiyet Olsun...
Not: Ben sufle kaplarında pişirdim ama ısıya dayanıklı herhangi bir kapta pişirilebilir.
İzledim filmler o kadar birikti ki ama ben şimdiye kadar sadece bir tane film yorumu yapmışım. Bugün de pazar güzel bir film de izledim o zaman hemen yazayım...
Filmimizi Farah Khan'nın yönetiyor ve başrollümüz ise Shahrukh Khan oynuyor, ne zaman bu ikisi beraber bir film yapsa çok beğeniyorum ve beni gene yanıltmadılar. Filmin konusuna gelecek olursak;
Hindistan ve Pakistan' nın arası düzelmesi için Milaap adlı bir proje yürütülmektedir. ( Yine Hindistan- Pakistan konulu bir film.) Ve bu projeyi açıklarken bir saldırı olur ve çatışma sırasında , Tümgeneral Skekhar Sharma yaralanır ve oğlu Binbaşı Ram'a bir kardeşi olduğunu , onu bulmasını ve kendi affetmesini söylemesini ister ve ölür.
Bu sırada komutanı ondan kızı Sanju' yu gizlice korumasını ister ve işe bakın ki Ram' ın kardeşi de aynı okuldadır.
Fakat Ram okula öğretmen olarak gideceğini düşünürken kendinden 10 yaş küçükler ile birlikte öğrenci olarak gitmek zorunda kalır .
Ram kardeşi ve Sanju ile yakın olabilecek ve onları koruyabilecek midir? Peki nasıl öğrenci olacaktır? En önemlisi Milaap projesi işe yarayacak mıdır?
Filmle ilgili saçma notlar:
*Hint filmlerinde cenaze sırasında aniden bastıran yağmur klişesi.
* Shahrukh Khan oynadığı karakter çok farklı bir karakterdi, hem böyle ciddi hem de biraz şapşal .
* Son olarak Sanju çok tatlıydı.