Kudüs'ü , geceme kattı rüyalar .
Kudüs , sessiz
Ve bir o kadar da asildi .
Ama hüznü dağları titretiyordu ,
Bende titredim ,
Durdum ve ağladım
Yüksekteydim ondan hem de çok yüksek ,
Ağladım ve yine ağladım
Ona gitmek istedim ,
Çok istedim .
Tuttular iki yanımdan ,
Tuttular beni
Gidemeyiz !
Nefes almak bu kadar zor muydu ,
İnsan rüyasında boğulur muydu .
Ah , güzel şehir , acının şehrisin sen ,
Yazgın acı .
Gidicez dedi , biri
Gidicez dimi ?
Tuttu kaldırdı , koştuk ...
Çıktılar önüne , önüme ,
Girme !
Kesin ve net !
Yine sızlıyor ,
Ellerim soğuk ama kalbim sızlıyor ,
Nefes almak zor ama ellerim , eller hep soğuk !
Kalemi almıyor eline !
Hayır , alamaz !
Susuyoruz , sustular , susarlar ...
Geri dön
Ve Koş
Şimdi de , unut !
Mümkün değil !
Ağla ve titre ,
Ve de geri dön
Yollar çıkıyor önüme ,
Tek başınayım ,
Kudüs , yalnız ve üşüyor ,
Ah, ulaşmak niye bu kadar zor .
Kim koydu bu labirenti ?
Az kalmıştı , o kutlu kente
Düştüm,
İttiler beni
Yorgunum , yoksa öldüm mü ?
Öldük mü ?
Zaten öldüler diye inledi o şehir ,
Sesini duydum , efsunlu gibiydi ,
İlk kıblemiz , bana cevap verdi .
En Sevgiliyi, görmüş olan o şehir cevap verdi !
Titreyen dizlerim ve soğuk ellerimle ,
Yeniden kalk sesine ,
Kudüs'ün yalnızlığına tutundum
Ve kalktım !
Soluğum kesilene kadar , koştum .
Labirentte kum fırtınası ,
Labirentin nefret kokan duvarları ile
Arada çıkan zalimler
Ah, burası çok sessiz ,
Neredesin kutlu Kudüs ,
Sesin de yok artık ,
Sabah ayazın , yakıyor ve ben sessizlikten korkuyorum,
Ses ver ,
Ey, Kudüs !
Ses yok.
Ezan niye duyulmuyor ? Niye duyamıyorum ?
Ürpertici bir sessizlik bu , beklemek zor , varamamak daha da zor .
Ezan yok ve sabahlar acıtıyor artık ,
Sırtıma bir acı saplandı , sanki bin bıçak taşıyor .
Derin bir nefes ,
Ve uyanış