Heyyo mimlendiimmmmmm, sevgili Esra beni mimlemiş , çoook kocaman teşekkür edip direk mime geçiyorum .
1. Koleksiyon yapıyor musun ? Cevabın evet ise ne topluyorsun ?
Böyle bir geçmişim vardı evet .. Amaaa bu koleksiyon işi istifçiliğe dönmeye başladı ve bende bıraktım yoksa bütün evi ele geçireceklerdi hahaha . Ben küçükken , evciliğin en popüler olduğu, biz küçük kızların birer küçük hanımefendi olduğu ve en büyük eğlencesi misafirlik olduğu dönemler de - kafayı yemişiz biz , gerçekten kafayı yemişiz , misafirliğinin neyinden bu kadar eğleniyorduysam tövbeler olsun - , klas koleksiyonerler olarak tabi ki peçete topluyorduk HAHAHAHAHA . O zamanın yükselen değeri desenli peçeteler olduğu için , bütün akranım kızlar güzel peçete bulduğunda hemen dikkatlice annelerin çantasına atıyordu , keza bende öyle . OFFFFFFF tam olarak bu konudan şimdi ki çocuklar çok şımarık vaazı çıkmaz mı ama HAHAHAHAHAHA .
2.İlkokul öğretmenlerinden adını unutamadığın biri var mı ?
Evet maalesef .. Bu hayatta asla affedemediğim iki insan , ilki birinci ve ikinci sınıf öğretmenim , diğeri de dört ve beşinci sınıf öğretmenim. İkisi de birbirinden ruh hastası ve sosyopat , şiddet bağımlısıydı , çocukluğumu mahvedip, psikolojimi bozdular unutmam mümkün değil . Yani doksanlarda da okula gitmedim ki, iki binler de çocuktum anlayamıyorum bunlar nasıl bana denk geldi . Bir gün karşılaşırsam söyleyecek çok güzel şeylerim (!) var .
3.Bahar mevsiminin bitmesine az kaldı . Bu bahar mevsiminin öncekilerden ne farkı oldu ?
Son yıllarda olmak istediğim kişi olmak yolunda büyük bir çaba gösterdim ve daha yolun başında da olsam en azından bir yola koyulmuş ve kendim için büyük gelişimler göstermiştim . Amaa - işte o üzücü kelime - bu bahar kaydettiğim bütün yolu boşa harcadım ve başladığım yola bile değil daha da geri gittim . Kişilik ve psikolojik olarak hiç olmadığım kadar kendimi geliştirmiştim , geldiğim noktaya kendim bile çok şaşırıyordum ama bu dönem ne olduysa oldu ve kendimi bile hayal kırıklığına uğrattım , etrafta deli deli dolaşıp , mantığımı kullanmadan sadece duygularımla hareket etmeye başladım, her şeye sinirliyim HER ŞEYEEE, herkesle kavga ediyorum, müthiş gerginim, 15-16 yaşımdaki dengesiz dönemlerime döndüm resmen , sivilcelerim bile geri geldi . Coronanın bana bıraktığı psikolojik etkisi çok sarsıcı oldu , bugünle beraber tam olarak 78 gün oldu evden dışarı adımımı bile atmayalı
, şu dönem bir bitsin ilk iş iyi bir terapi görmek .
4.Yaz mimi başlatacak olsan adını ne koyardın ?
Yaz mimi yapmazdım herhalde , çünkü yazı sevmiyorum ben hatta sevmemek hafif kalıyor , nefret ediyorum yazdan . Sıcak , bunaltıcı, yapış yapış hava , hiç sevemiyorum . Ben sonbahar mimi yapardım herhalde , tam bir sonbahar insanıyım ben , o romantik ve hüzünlü havayı çok seviyorum , yazın sevdiğim tek şeyleri geceleri ve dondurma yemek . Ama illa yaz mimi yapsam adını '' dondurmanızı neyli alırsınız ?'' koyardım ahaha .
5 .Pencereden dışarı çıktığında nasıl bir manzara var ?
Pencereden pek bakmıyorum , bakınca çünkü dışarıda insan görüp sinirleniyorum çünkü , ilk ay her gördüğüm insana '' EVİNİZDE DURUN!!!'' diye bağırıyordum , hoparlörden son ses polis sireni açıp milletin kaçışmasını izliyordum ama artık umurumda değil ne yapıyorlarsa yapsınlar . Ama gün batımına doğru camdan bakarsam binaların arkasında kalan dağın üstündeki bulutların pembeli morlu muhteşem renklerini görebiliyorum , buna bakmak dışında da pek bakmıyorum dışarı zaten , bunu günde bir kere görmek yetiyor bana .
O zaman bende Kübra Nur'a atıyorum bu mimi . Hatırlarsınız şuradaki yazıyı yazan ilk ve tek misafir yazarım arkideşim Kübra Nur 'u , yoğun baskılarımdan mıdır , yoksa karantinanın verdiği ruh halinden midir bilinmez , blog açtı HEYYYYOOOO ve çok enfes bir hikayeye başladı bile çıkın çıkın okuyun , arkadaşım diye demiyorum HA Rİ KA yazıyor , okumak için tık tık - bedava reklam bitti ahahaha - .