Babaannemi hiç tanımadım , babam babaannem vefat ettikten sonra evlendiği için annem bile hiç tanımamış babaannemi . Ama hiç tanımama rağmen , hakkında anlatılanlar o denli güzel ki , sanki hep bizimle yaşamışçasına ona karşı çok derin muhabbetim var . Bu muhabbet sadece kan bağından gelen bir durum değil , eğer ki başka hiç tanımadığım ve bağım olmayan birini de bana böyle anlatsalar ona da karşı çok büyük bir sevgi hissederdim , hani hiç kitaplarda okuduğunuz kahramanı görmezsiniz ama ona bağlanırsınız ya işte öyle .
Ne zaman baba tarafından bir akrabayı görsek , bütün gün bize babaannemi anlatır , ne kadar zarif olduğunu , hanımefendiliğini , başkalarına karşı yaptığı iyiliklerden , temiz kalpliliğinden ve daha nice şeylerden . Zaman zaman acaba kibarlık olsun diye mi anlatıyorlar diye düşünmekten kendimi alamıyordum ama belki inanmazsınız fakat öyle bir büyük bir muhabbet ile anlatıyorlar ki , gözlerinden anlıyorum o aşkı . Çok uzak bir akrabam olan, ömrü hayatımda görmediğim kişiler bile , babaannemin kim olduğunu öğrenince , derin bir ahh çekip , içleri titreyerek ' ayy Gülsüm ' , diyorlar . Çok çookk iyi bir insandı diye başlayıp onunla olan anılarını anlatıyorlar , gözlerinin en derinleri gülüyor ama buruk bir gülüş . Hani olur ya filmlerde , aşıklar maşuklarını anlatırlar başkalarına , hahh işte tam olarak aynen öyle anlatıyorlar , babaannemi .
Babaannem , Ertuğrul gazinin soyundan gelen ( şükürler olsun bu asaletimin nereden geldiğini buldum😂), Bilecikli bir ailenin, üç çocuğunun en küçüğü . Çok iyi kalpli , sürekli birilerine yardım eden , kibar, asil ve sakin biriymiş . Ama çok çektiğini söylerler onu anlatanlar . Şimdiye kadar türlü türlü hikayesini duydum ama yeni öğrendiğim ve bunun gerçek olmamasını ne çok istediğim bir hikayesi var , ilk evliliğinin hikayesi . Öyle üzücü ki, babam bile çok sonra , pekte ayrıntılarını bilmemek suretiyle öğrenmiş .
Şöyle ki , babaannemin ilk evliliğinde kayınvalidesi onu hiç sevmemiş ve çokta çirkef biriymiş - bu kelimeyi kullanmak istemezdim ama nasıl başka türlü anlatırım bilemedim - . Çok zengin bir aileden biriyle evlenmesine rağmen , az beslenmeden ve soğuktan çok kötü hasta olmuş bunu da fırsat bilen kayınvalidesi ona bir iftira atmış . Babaannemin eski kocasına , babaannemin verem olduğunu söylemiş .
Bunun üzerine babaannemi eski kocası tutmuş kolundan babasına götürmüş ve kızını al iyileştir sonra getir demiş . Ama tabi ki de babası öyle bir şey yapmamış hem çok sinirlenmiş hem de çok içerlemişler , kızını bir mal gibi , geri iadeye getirilmesi akla mantığa sığmayacak bir durum , ben düşünüyorum da öyle bir durumda olsaydım herhalde katliam yapardım . Aslında paşa beyimiz yine iyiymiş (!) tamamen iade etmemiş , iyileştirilince geri alacakmış , bak bak sen şuna , ettiği lafa bak .
Benim aklım almadı bunları , nasıl yani , nasıl diye sürekli sordum . Ama şimdi aklın alacağı bir tane bile yeri yok ki ! İftira olarak hasta olduğunu söylenmesi tamamen şok edici , ne yani hasta diye bırakılır mı bir insan diye düşünüyordum ki , bırakıyorlarmış , maalesef ki bırakıyorlarmış . Sonrasında , adamın tutup babaannemi babasına vermesi ise ayrı bir saçma sapan durum o ne öyle , hadi safsın kandın annene hiçte sormadın sorgulamadın gerçekten hasta mı diye ama hadi bunları geçtim hepsini geçtim nasıl babasına gidip iyileştir getir kızına demek nasıl bir karaktersizliktir , benim aklım almadı ve halen daha almıyor .
Neyse zaman geçmiş boşanmışlar , babaannem gerçekten çok yakışıklı olan dedemle evlenmiş ve çocuğu dahi olmuş. Karşı taraftansa yıllar sonra ise haber almışlar ki , babaanneme verem diye iftira atan eski kayınvalidesinin iki oğlu da veremden ölmüşler ...
Not: Babaannem vefat ettiği için kendi fotoğraflarını koyamıyorum , yerine Audrey Hepburn ablamızın fotolarını temsili koyma ihtiyacı hissettim .
Ne zaman baba tarafından bir akrabayı görsek , bütün gün bize babaannemi anlatır , ne kadar zarif olduğunu , hanımefendiliğini , başkalarına karşı yaptığı iyiliklerden , temiz kalpliliğinden ve daha nice şeylerden . Zaman zaman acaba kibarlık olsun diye mi anlatıyorlar diye düşünmekten kendimi alamıyordum ama belki inanmazsınız fakat öyle bir büyük bir muhabbet ile anlatıyorlar ki , gözlerinden anlıyorum o aşkı . Çok uzak bir akrabam olan, ömrü hayatımda görmediğim kişiler bile , babaannemin kim olduğunu öğrenince , derin bir ahh çekip , içleri titreyerek ' ayy Gülsüm ' , diyorlar . Çok çookk iyi bir insandı diye başlayıp onunla olan anılarını anlatıyorlar , gözlerinin en derinleri gülüyor ama buruk bir gülüş . Hani olur ya filmlerde , aşıklar maşuklarını anlatırlar başkalarına , hahh işte tam olarak aynen öyle anlatıyorlar , babaannemi .
Babaannem , Ertuğrul gazinin soyundan gelen ( şükürler olsun bu asaletimin nereden geldiğini buldum😂), Bilecikli bir ailenin, üç çocuğunun en küçüğü . Çok iyi kalpli , sürekli birilerine yardım eden , kibar, asil ve sakin biriymiş . Ama çok çektiğini söylerler onu anlatanlar . Şimdiye kadar türlü türlü hikayesini duydum ama yeni öğrendiğim ve bunun gerçek olmamasını ne çok istediğim bir hikayesi var , ilk evliliğinin hikayesi . Öyle üzücü ki, babam bile çok sonra , pekte ayrıntılarını bilmemek suretiyle öğrenmiş .
Şöyle ki , babaannemin ilk evliliğinde kayınvalidesi onu hiç sevmemiş ve çokta çirkef biriymiş - bu kelimeyi kullanmak istemezdim ama nasıl başka türlü anlatırım bilemedim - . Çok zengin bir aileden biriyle evlenmesine rağmen , az beslenmeden ve soğuktan çok kötü hasta olmuş bunu da fırsat bilen kayınvalidesi ona bir iftira atmış . Babaannemin eski kocasına , babaannemin verem olduğunu söylemiş .
Bunun üzerine babaannemi eski kocası tutmuş kolundan babasına götürmüş ve kızını al iyileştir sonra getir demiş . Ama tabi ki de babası öyle bir şey yapmamış hem çok sinirlenmiş hem de çok içerlemişler , kızını bir mal gibi , geri iadeye getirilmesi akla mantığa sığmayacak bir durum , ben düşünüyorum da öyle bir durumda olsaydım herhalde katliam yapardım . Aslında paşa beyimiz yine iyiymiş (!) tamamen iade etmemiş , iyileştirilince geri alacakmış , bak bak sen şuna , ettiği lafa bak .
Benim aklım almadı bunları , nasıl yani , nasıl diye sürekli sordum . Ama şimdi aklın alacağı bir tane bile yeri yok ki ! İftira olarak hasta olduğunu söylenmesi tamamen şok edici , ne yani hasta diye bırakılır mı bir insan diye düşünüyordum ki , bırakıyorlarmış , maalesef ki bırakıyorlarmış . Sonrasında , adamın tutup babaannemi babasına vermesi ise ayrı bir saçma sapan durum o ne öyle , hadi safsın kandın annene hiçte sormadın sorgulamadın gerçekten hasta mı diye ama hadi bunları geçtim hepsini geçtim nasıl babasına gidip iyileştir getir kızına demek nasıl bir karaktersizliktir , benim aklım almadı ve halen daha almıyor .
Neyse zaman geçmiş boşanmışlar , babaannem gerçekten çok yakışıklı olan dedemle evlenmiş ve çocuğu dahi olmuş. Karşı taraftansa yıllar sonra ise haber almışlar ki , babaanneme verem diye iftira atan eski kayınvalidesinin iki oğlu da veremden ölmüşler ...
Not: Babaannem vefat ettiği için kendi fotoğraflarını koyamıyorum , yerine Audrey Hepburn ablamızın fotolarını temsili koyma ihtiyacı hissettim .