Saife-i Saliha

  Merhaba , uzun zamandır beklediğim Seo İn Guk' un dizisi çıktı. Tamam aslında o kadar da uzun zamandır beklemiyordum , en fazla 1-2 aydır bekliyordum . Beklememin en büyük sebebi ise , Kore de nadir yapılan - fakat son zamanlarda artan- bir tür olan, polisiye bir dizi olmasıydı .

  Kısaca konusunu anlatacağım , şimdi diyeceksiniz gördük kısa anlatımını ama bu sefer gerçekten kısa olacak çünkü, daha sadece iki bölüm yayınlandığı için . Muhtemelen siz bu yazıyı okurken birçok bölüm yayınlanır , fakat ben yeni yayınlanmışken , yazıp kısıtlı internet imkanlarımla - tatilde -  yaşarken , yazamayacağım için , buraları boş bırakmış olmayacağım - inşallah-.

Neyse dizimizin konusuna gelelim;

  Baek Seong İl (Ma Dong-Seok)  , vergi tahsilat dairesinde memurdur , ama memur hayatından bıkmıştır. Çok saygılı ve ciddi biridir ama sabrını çok zorlarlarsa , ne yapacağı belli olmaz .

Fakat ne kadar çalışkan olursa olsun , o ve takımı hep sonuncu olurlar , açığı kapatmak için en fazla borcu olan milyarderin evine giderler . Fakat milyarder borçlarını ödememekte kararlıdır ve Baek Seong İl ve takımı ile kavga eder ,

Adam her yolu bulmuş

Sinir adam

kavga sırasında onun takımında olan , Cheon Seong Hee ' ye (Snsd 'den Sooyuong)  vurup yere düşürür , buna çok sinirlenen Baek Seong İl adama yumruğu indirir. Disipline gönderilme korkusu ile beklerken , birini onu yemeye çağırır , hiçbir şey bilmeden gider fakat karşısında milyarderi görür, ona rüşvet teklif eder , çok sinirlenip orayı terk eder .

  Jang Jeong Do ( Seo İn Guk ) ise , çok zeki ve ikna kabiliyeti yüksek bir dolandırıcıdır .

Dolandırıcılıktan hapse girmiş ve hapiste olan birinin isteği üzerine , geçmişte rüşvet verdiği ama karşılığını yapmayan memurlardan intikam için onları dolandırır .

  Fakat isimleri aynı diye Baek Seong İl'i de yanlışlıkla dolandırır . Baek Seong İl dedektif arkadaşı ile bunun peşine düşüp , Jang Jeong Do ' yu yakalar . Daha hapisten çıkalı bir hafta olan Jang Jeong Do, onlara bir anlaşma önerir, anlaşmaya göre , o milyarderden ve para kaçıranlardan paraları alacak karşılığında da hapse gitmeyecektir ama Baek Seong İl bunu kabul etmez . Fakat bir gün sonra milyarderin ona iftira atıp , rüşvet aldığını söyleyene kadar , kimse onun tarafını tutmaz ve dahası birçok kişinin onunla işbirliği yaptığını görür . Hem milyarderden intikam almak hem kendini aklamak için Jang Jeong Do ile işbirliği yapmaya karar verir .

  Diziyi ben çok beğendim , konusu , akışı çok güzel  Oyunculuklar ise çok güzeldi , başrol amcamız Ma Dong Seok 'un , oyunculuğunu gerçekten çok beğendim , sanki adam , gerçekten bir memur , sıkıntıya girip sizin de sinirlerinizi bozuyor .


  Seo İn Guk , zaten oyunculuğunu severim, bu cool haller çok yakışmış .

  Sooyoung 'u ilk defa oyunculuğunu gördüm , Snsd pek sevmem, hatta bu sebeple ön yargılı bir şekilde başladım ama oyunculuğunu açıkçası beğendim. İdoller oyunculuk yapınca çatlak, cırtlak, sürekli bağıran , dikkat çeken roller veriliyor ama aksine ne tip olarak ne davranış olarak bir abartı görmedim. Çok sakin , sessiz ve klasik memur bir memur görüntüsü vardı , hatta ben çok sonra fark ettim Sooyoung olduğunu.

  Merhaba , ben geldim yada gelemedim , şuanda Didimdeyim . Hayatım saçma bir şekilde devam ediyor , sıcaktan otelden çıkamıyorum , hava 40 derece civarında seyrediyor , bir Akdenizli olmama rağmen , sıcaktan nefret ediyorum - sonbahar çocuğu olmama bağlıyorum bu durumu - .

  Kaldığımız otelde komşularımız tavsiye ettikleri için geldik ( küçüklüğümden beri sürekli onların taşındığı yerler peşlerinden gittik , sanırım 3 kere filan , yani bunda hiç şaşılacak bir şey yok , hahaha )  , onlarla birlikte gidiyoruz denize , daha doğrusu ailem gidiyor ben denize gitmeye üşendiğim için kaç gündür sadece bir kere gittim ( klima + film - dizi keyfi varken hiçbir yere kıpırdayamam )  .

  Son birkaç yıldır tatilde kaldığımız oteller konusunda çok şansızım , ilki fotoğraftakiler gibi değildi , aşırı küçük ve sıcaktı . Sahibi kadın temizlik hastasıydı odaların içinde yemek yemek yasaktı - eee biz ne yapacağız bacım -,  balkonda yada bahçede yemeliymişiz (!) , sinir olmuştum, deniz ise uzaktı  . Geçen sene gittiğimiz ise çok büyüktü ama çok pisti , evin içinde durmaya iğrenmiştim 3-4 gün zor durmuştum, deniz yakındı ama beğenmedim bizde yine her gün çok uzak bir sahile gittik . Yani ettiğim dualara dikkat etmeliydim , böyle birbirlerine bu kadar zıt ama gerçekten korkunç tatiller geçirdim son iki yılda . Bu sefer de korkarak geldim , Allahtan temiz ve büyük aynı zamanda her odada klima var , deniz ise kendine özel sahili var . Yani korkarak geldim ama korkularım gerçekleşmedi - şükürler olsun - .

  Burası ile en ilgili en büyük sorunum - sıcaktan sonra tek sorunum - , internet çekmemesi , sanki dağ başındayız . Hatta internet çeksin diye sahile indim - evet odamdan çıktım , duyduk duymadık demeyin , hahaha - . Otelin interneti de sadece lobide çekiyor , bende mecbur lobiye indim , inmez olaydım . Bilgisayarımı bozduğum için sürekli olarak şarja takılı kullanmam gerekiyor - babamsa bozduğum bir milyonuncu şey olduğu için , başka bilgisayarı ellememe izin vermiyor - , neyse iki saat priz aradıktan sonra sandalyemi çektim girdim internete . Bloglar içinde dolaşmaya başlamıştım ki , adamın biri geldi , boş priz arıyordu dolu olduğunu gördü sonra bana '' paralı bu biliyorsun değil mi '' dedi , tabi ben bir an afalladım döndüm bana mı diyor diye , salak salak bakıyorum bu ne dedi diye .

Bene mi didin ?*

  Kardeşim elektriğin paralı olduğunu söylediğini düşünmüş bense internetin . Ama düşünüyorum nasıl ölçecekte parasını ödeyeceğiz , öyle bir süre salak gibi kaldık ve daha doğru düzgün bir şeye bile bakamadan gittik . Aradan birkaç saat geçti sahilde oturuyorduk , babam geldi bize adamın şaka yaptığını söyledi . Tabi ben şok oldum , şaka mı ? Bana mı? Yani şaka tanımadığın birine yapılır mı ? Ben seni ilk defa görmüşüm hayatımda, sende gelmiş bana şaka yapıyorsun ve komik bile değil - ben böyle saçma şaka görmedim hayatımda -  . Erkekler ile mecbur kalmadıkça pek konuşan biri değilim , adam beni tanımadığı halde güya şaka (!) yapmış bana . Belki amacı kötü değil, kişiliği bu ama ben rahatsız oldum . Bu olaydan sonrada adamla karşılaşmak istemediğim için lobiye inmedim , tabi internete de giremedim ama bu gün odamda çeken bir nokta buldum ve fırsattan istifa bloğa girebildim .

Adamın yaptığı şakaya tepkim

  Burada inanılmaz derece böcek var, böcek fobimden daha önce bahsetmiştim , burasıda fobime inat böcek kaynıyor . Özellikle gece yürüyüşe çıktıysam yüzlerce ne olduğunu anlamadığım acayip böceklerden görüyorum, ben ki sinekten bile korkan bir insanım , bunları görünce deliriyorum .

  Denize bir kere gittim dedim az önce , nedeni ise başrol üşengeçlik olsa da , kavurucu güneş , insanların içinde yüzmeye çalışmaktan utanmak - kabul ediyorum anormal bir insanım - ve asıl nedeni olan balıklar yüzünden gitmiyorum . Balık ne mağnaaa , diyenlerinizi duyar gibiyim , şöyle açıklayayım, ben gözlüksüz odamdan çıkmayan bir insanım fakat denizde gözlük takamayınca geçici körlük yaşıyorum ve her bana değen şeye bir köpek balığı muamelesi gösteriyorum . Hoş küçük bir balık da olsa korkuyorum ama belirsizlik beni öldürüyor . Ve deniz gözlüğü takıp dibe dalınca yarım yamalak gördüklerimi ,genel olarak yılan olarak değerlendiriyorum (yine de, bence onlar yılan ) , ve sonuç olarak bütün gün şemsiyenin altında somurtarak geçiriyorum.


  Benden şimdilik bu kadar , peki sizin tatiliniz nasıl geçiyor ?

* Egenin fazla etkisinde kaldım evet .

  Bir önceki yazımda tatille ilgili yakınmıştım, bu yazımda ise tatilde yapmayı hedeflediklerimi yazacağım . Ramazanda da yapmayı hedefleyip hiçbir şey yapamamıştım ama olsun .

  Bolca kitap okumak , kitap okumayı zaten seviyorum, tatilde Akdeniz sıcağında kavrulurken aklıma yapacak başka bir iş gelmiyor . Okumayı istediğim kitapları siparişini de verdim , inşallah kısa sürede gelir.
  Bolca resim çizmek, anneannemin balkonuna oturup kulağımda kulaklıkla bir yandan müzik dinlerken  resim çizmek . Çizeceğim şeyleri de ayarladım, ben genel olarak gördüğüm ilginç fotoğraflardan ilham alarak resim yaparım , çizmek için bolca ilham dolu fotolar kaydettim.

  Kuzenimi  telefonda işletmek , bu nasıl hedef demeyin , bu benim için çok önemli ve eğlenceli bir hedef. İşletmem bittiğinde de onu gıcık edecek başka faaliyetler bulmak . Kardeşime karşı olan mükemmel ablalığımı (!) kuzenlerim üzerinde de uygulamak hobilerim arasında yer alır.

  Üstte gıcık etmeyi planladığım kuzenimin aksine , en favori kuzenim ( topu topu iki tane kuzenimle anlaşıyorum zaten) olan kuzenimle sabahlamak , diğer kuzenimi gıcık etmek. Kardeşim , ben ve favori kuzenimle, iki kere izlediğim filmin (hint filmi ise izlenir ) sinemasına gitmek . Her gün bir hint filmi izlemek.

Ben , kardeşim ve kuzenim

  Bayramda beni deli eden sözde akrabalarımdan , saklanmak için evde köşe bucak yer aramak. Gerektiğinde tabi ki misafirle ilgileniyorum ( ama suratım sirke satarak ) ama akrabalarım içerisindeki patavatsızlık sınırını zorlayıp sırf anneanneme işkence olsun diye gelenlere tahammül edemiyorum .

Aynı böyle gözüküyorum

  Birde kan bağımız bile olmayan , lanet dünür mü oluyor artık her neyseler  onları görmek tahammül sınırımı zorluyor , geçen yılda zaten yaptıkları onca şeyden sonra gelince , suratlarına kapıyı kapattım . Böyle anlatınca kötüymüş gibi göründüm ama onlar zaten evin içindeydi bense onlarla karşılaşınca, bulunduğum odayı hızlıca kapattım . Neler yaptıklarını , işin gerçeklerini, şimdi anlatamam ama zamanı gelince uzunca anlatacağım .

  Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum yani bolca fotoğraf çekmek , bolca gezip , gezdiğim yerleri fotoğraflamak.

  Anneannemden o çok gizli tarifleri alacağım ve bütün dünyaya duyuracağım ( evet anneannemden tariflere hoş geldiniz , hahaha) .

  Her zaman aşırı planlı (!) bir aile olduğumuz için , tatile daha nereye gideceğimize karar veremedik , yani ona dair bir gezi planı daha kendime çıkaramadım ama , gittiğimiz yerin bütün tarihi ve kültürel yerlerini gezmek .

  Klima karşısında ıslak saçlarla durup üşütmek . Bu her yıl yaptığım asla vazgeçemediğim bir gelenek , hahaha . Sonrasında ise yolda hasta olduğu için kıvanmak .

  Bir vampir gibi güneşten kaçmak , güneş tenime değince acılar içerisinde yere yatıp kısık bir ses ile gölge diye yalvarmak . Güneş zaten vitiligom ( doğrumu yazdım hiç bilmiyorum) dolayısı ile bana zararlı ama ben yanmayı sevmiyor zararlarından çok korkuyor ve tessettürlü olduğum için amele yanığı ile dolaşmayı sevmiyorum.

  Ve listemin en ama en önemli maddesi 20 kilo almak . Anneannemle beraber aynı ortamda yaşayıp zaten bu kiloyu almadan gelen biri varsa onu tebrik ederim . Hatta asla spor yapmayan ben anneanneme gidince , spor yapmaya başlıyorum çünkü neden biliyorum ki anneannem yedirmeye bense yemeklere doymayacağım . Bu sebeple de kesin gerçekleşeceğine emin olduğum madde budur .

  Tatilden dönünce birde neleri yaptım neleri yapamadım onu yazacağım inşallah. Sizin bu tatil yapmak istedikleriniz neler ? Herkese  hayırlı bayramlar ve huzurlu ve güzel tatiller ...

  Merhabalar , nasılsınız ?

  Ben çok yorgun ve yoğunum . Bayram da anneannemlere Isparta 'ya gideceğiz inşallah . Ispartalı değilim aslında ben , yani annem Ispartalı ama küçükken , insanların acayipliği ve şiddet olayları yüzünden ''o muhteşem şehri '' memleketim olarak kabul edemiyordum , bu sebepten de kendime Ispartalı diyordum. Yani anlayanlarınız olmuştur '' o harika yer '' Adana idi . Daha önce hiç Adana'ya gitmedim ama ne beni bu şekilde düşünmeye ne itmişti . Başta medya ve insanlar , o kadar anormal bir yer olarak gösteriliyordu ki , ben de kabullenememiştim . Ama şimdi Adana ' yı hiç görmedim fakat baya sahiplendim , herhalde tanıdığım Adanalıların gayet normal insanlar olması buna sebep  . -Neyse bir gün bununla ilgili ayrıntılı bir yazı yazacağım . -

  Bayramdan sonra da tatile gidecekmişiz , yani gidecekmişiz diyorum çünkü hiç bu konuyla zerre kadar ilgim ve alakam yok . Tamam kabul son 2 aydır bir yere gideli m, tatile gidelim diyordum ama benim tatil anlayışım ailem ile çok zıt. Babam deniz istiyor , kardeşim denizden iğreniyor havuz istiyor, annemse hiçbir yere gitmek istemiyor , yolculuk sevmiyor . Bense tarihi ve kültürel yerleri gezmek istiyorum ama kardeşim gezmeyi sevmiyor , annem zaten yolculuk sevmiyor ama o da ben istiyorum diye gitmek istiyor . Babam gezmeyi sevse de kardeşimin bütün gezi boyunca dırdırından bıkıyor -kardeşim gerçekten baskın bir karakter - .

Kardeşime karşı ben

  Sonuç olarak bende bıkmış , usanmış biri olarak bu sıcakta hiç doğru düzgün yüzemeyeceğim bir deniz tatiline gitmek istemiyorum . Yani şimdi niye internetsiz bir yerde sıcaktan pişeyim ki ?

  Her şeyi geçtim ama internetsizlik çok zor , sosyal medyadan zaten kopacağım ama herhalde snapchatte aktif olurum. Bloğa yazı yazamayacağım için ben de şimdiden birkaç yazı hazırladım ,inşallah onları yayınlayacağım .

Yazı yazarken rahatsız edilince ben

  Son zamanlarda böcekler ile başım dertte , her yerden çıkıyorlar . İstanbul da oturmamıza rağmen dağlık ve ormanlık bir yerde yaşadığım için böyle olduğunu düşünüyorum . Ama yine de böceklerden aşırı derece korkuyorum, diyeceksiniz herkes korkar ama benim korkum öyle böyle değil. Düşünün ki sinekten bile korkup çığlık atabiliyorum . Her yaz , kafam kadar (!) bir sinek , uyuduğum andan itibaren , beni rahat vermeyip açık gördüğü her yerime vızıldayarak konuyor ve beni uyutmuyor . Korku ve nefreti bir arada yaşıyorum , yani anlamıyorum bu sinek her yıl mı ortaya çıkar .

Sinek vs ben

  Çok yoğunum demiştim , nedeni üste de bayağı yakınmama neden olan , şehir dışına gitmem , alınacaklar , indirilecek filmler * ( yani benim için çok önemli bir şey filmsiz , dizisiz kalacağım yoksa) , evi temizlemek , eşyaları toplamak . Bir de bloğuma birkaç yazı yazdım ama iki gündür kalkmadan yazı yazıyorum , artık vücudum şekil değiştirdi.
 
  Bu aralar ben böyle tatil telaşı içerisindeyim , inşallah tatil de çok kopmamaya çalışacağım , herkese şimdiden iyi ve hayırlı bayramlar...

* Önerecek güzel hint filmleriniz varsa , bana da söyleyiverin gari  .