Mükemmelim, Mükemmelsin, Mükemmel miyiz ?

05:54:00

  Yeni bir şey öğrendiğimde eğer beni çok şaşırtırsa , heyecandan titrerim , ellerim buz kesilir , sanki Sibirya da ıssız bir arazide bırakılmışım gibi , parmaklarımı hissetmeyecek kadar üşür , karnım ağrır , şekerim düşer  ve aşırı derecede terlerim , böyle peşimden bir mahalle boyunca köpek kovalamış gibi - ve şuanda da yazı yazdığım için aşıııırrrııı heyecanlıyım , ellerim titriyor sürekli yanlış yazıyorum , sonumuz hayır olsun - . Bunun nedenini hep merak ettim ama herhangi bir mantıklı sonuca varamadım .


  İşin kötü tarafı bu anormal boyuttaki heyecan olayı sadece bir durum ile ortaya çıkmıyor , öyle saçma şeylere heyecanlanıyorum ki artık yorucu olmaya başladı . Bir arkadaşım mutlu olduğunda yada heyecanlanınca iştahı kapanıyor , bu nerenin heyecan türü bacım , hiçbir zaman anlamıyorum bu durumu ve AAAAASSSSSLAAAAAA da anlamayacağım . Yemek candır yaaaa , canım yemek, Allah'ım sana şükürler olsun , iyi ki  yemek yemeği seviyorum .


  Off aslında ben başka bir şey anlatacaktım ama yine böyle saçmalamaya başladım , çünkü saçmalamak hayatımın amacı - büyük vizyon sahibiyim - . Neyse ne efenim , benim anlatacağım şey , annemin bir yıldır hatta belki de daha da uzun süredir ama ben farkında olmaya bilirim , entel akımlarına kendini kaptırdı - hahahaha - , yani işte bio enerjidir , ne bileyim , hastalıkların psikolojik sebepleri falaaaann filan . Başta hiçbir şekilde olayı ciddiye almazken ve sürekli gırgır geçerken  , beni de zorla araştırmalarına ortak etmeye başladı ve birde bakmışım , arkadaşlarımın auralarına bakıyorum - işte böyle yamulursun , Saliha efendi - .


  Neyse annem olayı daha da ciddiye alıp, eğitimlerde aldı ve her ders sonunda benimle oturup ders tekrarı yaptı - bu cümleyi nasıl ciddiye alabilirim , hahhhaha - ve bende her şeyleri böyle böyle ezberledim . Annemi çalıştırken - hahhahha - öğrendiklerim beni o kadar şoke etti ki , kimi zaman uyuyamadım , uyuduğumda da öğrendiklerimi kabus olarak gördüm . Şimdi anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki ama zaten düşük bir çenem olmasından kaynaklı ve de  sadece tek bir şey anlatırken bile çok fazla konuşmamdan hepsini nasıl anlatırım hiçbir fikrim yok o yüzden beni en çok etkileyenini anlatacağım . Psikolojik sorunların , travmaların , hastalıkların , fobilerin, depresyonun , anksiyetenin , takıntıların ve benzeri şeylerin hepsinin nedeni bizim nesiller önce yaşamış , hiç görmediğimiz ailemizden geçermiş. Onların psikolojik yükünün yıllar sonra katmerlenerek taşırmışız . Niyeeee ama niye diye çok sorguladım , benim derdim bana yetiyor birde kaç yüz tane insanın psikolojik yükünü taşıdığımı bilmek birkaç gün beni bunalımlı bir halde gezdirdi . İnsan miras deyince köşkler yalılar bekliyor , ama gerçekte miras olarak travma mı bırakıyorlar yani - çok teşekkürler gerçekten - .


  Ve bu beni dehşetler içinde bırakan durumu öğrenince birçok şey daha şeffaflaştı . Küçükken aşırı bir mükemmeliyetçilik ve obsesifliğim vardı . Ve gerçekten el kadar çocuğun bunları nerden kaptığı çok büyük bir merak konusuydu . Mükemmeliyetçilik hayatınızı en kısa yoldan berbat etmenin bir numaralı yoludur . Sürekli mükemmel olmak için aşırı bir stres içinde olursunuz , kendinizi yıpratır da yıpratırsınız ve başarısızlık korkusu bütün bedeninizi kaplar , bir işi yaparken başarısız olmaktan yada tam mükemmel yapamamaktansa hiç yapmamayı tercih edersiniz , o zaman gerçek bir başarısız korkak olursunuz . İşin birde şu yönü var ki mükemmellik takıntınız sosyal hayatınız yakıp yıkar , çünkü karşınızdaki herkesi mükemmel istersiniz ve kimse mükemmel değildir . Biz insanız , aciziz , hata yaparız bu gayet normal bir durum , hakeza karşımızdakilerde öyle .


  Bu illetin kaynağını ise, ilk defa bu yıl çözdük , aile sırlarımı anlatamayacak olsam da,  en az 5-6 nesil önce , gerçekten çok ağır bir olay yaşanmış ve bu travmadan sonra kaç nesil mükemmeliyetçilik ile boğuşup durmuş . Mesela çok basit bir örnek vereyim , anneannem yemek yaparken , yemeği birkaç dakika unutup fazla kızarttı ama onun tepkisi sanki ciğerini sökmüşlerde ortada kalmış gibiydi , ben nasıl böyle bir şey yaparım diye söylendi durdu , nasıl morali bozuldu nasıl bunalıma girdi inanamazsınız ve bu ruh hali en az iki gün devam etti , bir türlü moralini düzeltemedik . Bu kadar basit bir şeyde bile böyle karalar bağlıyorlar düşünün ve ben kendimi bu lanetten tamamen olamasa da yavaş yavaş kurtardım . Ama nasıl ben bile emin değilim .


  Baba tarafından dedem çok cool biriydi 10 yıl onunla yaşamam bende olumlu - olumsuz çok etkileri oldu . Ve büyük ihtimalle onun o halleri beni geçte olsa etkilemişti, bana aşırı bir özgüven aşılamıştı mesela , hep aşırı yaramaz çocukların olduğu yerlerde yaşadım ama kimse bana bir şey yapamazdı çünkü dedemden çok korkarlardı , bu beni çok güvende hissettirirdi . Yada bir şeyleri yapabileceğime beni o inandırmıştı . Ama benim kendimi aşma kararı almam onun vefatından sonraydı , babamın işi için gittiğimiz Amerika da insanları gördükçe o kadar şaşırdım ki , o kadar farklı bir alemdi ki , insanlar ne istiyorsa onu yapıyorlar , kendi istedikleri kişi oluyorlardı ve diğerleri de birbirini yargılamıyorlardı . Kimse kimseye bir şeyler ispatlamaya çalışmıyor , nasıl rahatsa ve mutluysa öyle yaşıyordu .

  Mesela bir kadın görmüştük , pantolonun paçaları uzun , biz olsak en pahalı ve nam salmış terziye götürüp kısalttırırız ama o kadın , bir adet paket lastiği ile onu tutturmuştu , inanılacak gibi değil dimi ? Bunu değil yapmak asla düşünemem bile , düşünce başım ağrır yani o derece. Ama hanım ablamız hop şipşak iki dakikada halletmiş öyle ne güzel bir şey ya , kafan aşırı rahat . Amerika da yaşayan Türklerle konuşup bu duruma olan hayretimizi anlatınca , üniversitede okuyan bir Türk hanım , bende Türkiye de ipek eşarp takmama rağmen burada , okula giderken tülbent takıyorum demişti . Türkiye de asla nasıl rahatsa öyle yaşamıyorlar , tatile döndükleri anda eski zorlu hallerine dönüyorlardı . Ama düşünüyorum da bir kızın , üniversiteye giden bir kızın , instagirl şeklüllü şüküllü şallarından değil de tülbent taktığını , o kıza yaşatılacak psikolojik baskıyı  , başarıları , karakteri , zekası, yerine kılıfına göre yargılanacağını . Ama niye ?


   Ve ben ergenlik dönemi buhranları ve bu beni dumura uğratan durumlar sonucunda , ben ne yapıyorum dedim ve kendimi durdurmaya karar verdim , rahatlamaya ve öz benliğime kavuşmaya çalıştım . Ve Allah'a sonsuz şükürler olsun ki bu illetten büyük oranda kurtuldum , etkileri halen sürmüyor mu ? Elbette ve maalesef ama kendimi olumlu telkinler ile bu lanetten kurtarmaya çalışıyorum , her gün kendime olumlamalar yapıyorum , insanları olduğu gibi kabul etmeye çalışıyorum , insanları değiştirmeye çalışmak gibi kendimi ve başkalarını yıpratan şeylerden uzak duruyorum , bir şeyi istediğim gibi yapamayınca moral bozmuyorum , elimden gelen buymuş diyip teskin oluyorum,  aciz olduğumu hata yapabileceğim gerçeğini kabulleniyorum ve aynı şekilde karşımdakilerinde hata yapabildiğini kabulleniyorum ve hayat o zaman gerçekten mükemmel oluyor .


  Ama güzel ülkemin , güzel insanlarının bu mükemmeliyetçilikten ne zaman vazgeçeceğini bilmiyorum , ne zaman rahatlayacaklarını , ne zaman mutluluğu başka şeylerde aramaktan vazgeçeceklerini bilmiyorum , ülkem adına da dualar ve olumlamalar yapıyorum ve belki bütün bir millet öylede olmasa da ailemin olumlu değişimleri , yine dostlarımın ve çevremin böyle ümit verici değişimleri beni ziyadesiyle ümitvar ve mutlu kılıyor , darısı tanımasam da orda burada , sokaklarda , metroda gördüğüm omuzlarında mükemmeliyetçilik yükünü taşıyanlara demek istiyorum ve yine neyle başla neyle bitiriyorum diye düşünecekken , mükemmeli arama akışına bırak mottomu hatırlıyor ve rahatlıyorum .



 Not : Kalıtsal travmalar ile ilgili  bir şeyler yapmak , öğrenmek , kurtulmak isteyenler mutlaka , ' Seninle Başlamadı 'yı okusunlar , çok ısrar ediyorum .



You Might Also Like

18 yorum

  1. ha haaa Allah seni napmasııın, yine ince bir konuyu öylesine sevimli anlatmışsın kiii, bu yazını bi ara koyayım bloguma da herkes okusun :)

    YanıtlaSil
  2. Harika bir anlatım tarzın var. Esprili ve yumuşak tarzınla çok önemli bir ayrıntıyı konu ediniyorsun ve yazın çok sürükleyici oluyor. yeni yazılarını bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  3. Ne güzel yazmışsın Saltcik. Nereden ve nasıl geldi aklıma da açtım buraları bilmiyorum ama iyi geldi.

    Şu iştahı kapanan arkadaş su içmeyi de unutuyordu gün içerisinde. Bizim arkadaşımıza göz kulak olmamız lazım Saliya. :")

    Ya şu enerji olayına merakımı biliyorsun madem anneciğinden el aldın şu tatlış arkadaşına da bir el ver.
    Ne demişler el ele, elden ele, el üstüne el. ��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu ne şeref , bu ne onur efendim , sizi buralara kim getirdi :D
      O arkadaşa kaşınıyor , sahip çıkalım , hhahhaha :D
      Ooo ben bir el almışım sorma , böyle uçuyorum falan filan hhahahaha . El ne ?! :D
      Açık tenli aplaaa :D , bak ben sana diyorum sana bir blog açalım yorumun bile yazı gibi ^^

      Sil
  4. Yaa çok güzel olmuş ben hiç düşünmemiştim atalarımın da bir zamanlar bir şeyler yaşayıp bana duygularımı miras bırakacağını. :D gifler falan çok güzel sınav haftası yakın olmasa tüm yazıları okurdum :D mükemmelliyetçi miyim diye sorguladım. Büyük bir ihtimalle. Ama başarma konusunda azimli miyim orda sıkıntı var :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay bırakıyormuş ama işte :( böyle bir çok hastalıkta genetik aktarılıyormuş ya onun gibi işte .
      O azim bende de yok annem kızıyor hatta biraz hırs göster diye :D

      Sil
  5. Heyecalanınca iştahı kapanan insanlara hayranım. Bende aşırı yemek yeme isteği oluşuyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bendeee bendeee hahahaha :D her durumdan kendime yemek yemek için bir pay çıkarıyorum :D

      Sil
  6. Deep'in tavsiyesi üzerine geldim. Çok güzel ve eğlenceli bir paylaşım olmuş. Emeğine sağlık. Ben de beklerim. Selamlar :))

    YanıtlaSil
  7. Kurtulmak için bir kitap yetecekse neden olmasın hemen başlayalım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi ki bir kitapla olucak iş değil , çünkü öncellikle insan kendindeki sorunların farkına varması gerekiyor sonrada değişmek için istek ve çaba , kitaplar destek sadece ^^

      Sil
  8. hem bu yazınıııı hem de blogunuuu blog haberleri yazıma koydum cicişkooo :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayyy çok çok teşekkür ederim deep ^^ sen olmasan ne yaparız biz ya :D

      Sil
  9. Saliyaaaa inanmiyorum beni ünlü yapmissin ya :)) Mikemmel bir yazi olmus kardesim. ^.^ benim mottom da "vasatı hedefle" Zaten vasatı hedefledigimiz ve akışına bıraktığımızda en mükemmeli oluyor �� ��

    Ben seni dogustan akışta filan zannediyorum :D o kadar kendine has ve orijinal, tınmayan bir duruşun var ki bence sen dedenin torunusun. Ama baba tarafindan dedenin �� tebrikler, mukemmelliyetciligi birakma seruvenine bayildim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hihiihihihihih ^^ yaparız böyle ufak çılgınlıklar, beni bilirsin :D
      Ay ama önce benim vasat kelimesini sevmem lazım , sevemiyorum ki :D
      Akıştayız bebeyim ne sandın :P Dedeme beni benzetenler aksiliğimi ve ani parlamamı benzetiyorlar hep , bu da farklı bir açı şükürler olsun hahhhaha :D

      Sil

//]]>