Saife-i Saliha

  Bu sıralar , bir popülerim ki sormayın , mimleyen mimleyene , çok şımardım efendim . Sevgili , Aysel ve eski yeni bloggerımız Beyza nam-ı diğer , Küçük Hanım , beni mimlemişler,  onlara kocaman teşekkür ediyorum ve hemen mime geçiyorum .

1. Sinemada ilk izlediğin ilk film ? 

  İlk miydi emin değilim ama sinemada izlediğime dair hatırladığım ilk film , sanırım Robinson Ailesiydi . O değil de çok saçmaydı film , okul İngilizce geliştirmek için İngilizce izlettirmişti onu hatırlıyorum , herhalde 8 yaşımda filandım .

2. Film en güzel .... 'de/da izlenir ?

  Balkonda izlenir bence . Tabi kışları değil , yazları ve güz dönemleri püfür püfür esecek ve buzlu bir kahve eşliğinde , ohhhh miss .

3. Film izlerken olmazsa olmazın var mı ? Varsa neler ?  

  Bir üstte de dediğim gibi , buzlu kahve çeşitlerine bayılıyorum ama kışları içemem hemen hasta olurum , üstüme sağlık biraz prensesimdir de 😂. Ama yazları film izlerken kardeşimle duble buzlu kahve içerek izleriz . Harici olarak başta bir buçuk litrelik su , film boyunca yerimden kalkmak istemem , o yüzden baştan hazırlarım . Sonra fındık , yoksa kurabiye , bisküvi ve benzeri atıştırmalık ne varsa ama yoksa giderim kocaman bir tost yaparım , domates ve zeytinli favorim .

a. Tek başına mı kalabalık mı ?

  Kalabalık değil ama tek başına da değil . Yanımda en az biri olmalı , yalnız izlemek hiçççç bana göre değil . Ama gelin görün ki , çok kalabalıkta iyi değil , bir kere birlikte izlenebilecek filmler çok az , her kafadan farklı bir ses çıkıyor - başta da benden 😂- . Ama o hep birlikte izlenecek filmleri bulunca kalabalıkla izlemek çok keyifli oluyor , yani en azından benim açımdan , onları bilemem , gariplerim benim gibi bir bayan çene ile izleyerek nasıl bir azap çekiyorlar kim bilir , hahahahaha .

b. Mısır mı cips mi ?

  Patlamış mısır sevmiyorum . Cipse gelince , iki komşumda benim diyeceğimi demiş , annem cips sokturmuyor eve,  yılda bir-iki kere alırız o kadar , yani cipste değil . Hani bardakta mısırlar varya onlardan evde yapmayı seviyorum dışarıdakilerden daha güzel oluyor , hatta şuraya tarif linki koyayım , tık tık belki yapmak isteyen olur .

c. İki boyutlu mu üç boyutlu mu ?

  Normal şartlarda üç boyutlu derdim ama bir gözlüklü olaraktan iki boyutlu diyorum. Çünkü kendi gözlüklerimi çıkarsam göremiyorum , mecbur deli gibi üst üste gözlükleri takıyorum , ve konforunu (!)  anlatmama gerek yok herhalde .

d. Avm sineması mı sokak sineması mı ?

  Avmlerden her ne kadar nefret etsem de , avm sineması demek istiyorum . Mescidi var ve daha rahat oluyorlar .

e. Filmden önce filmin fragmanını izlemek mi , yorumlarını okumak mı ?

  İkisi de . Fragman filme dair önemli ip uçları verebiliyor , mesela güzel mi giyinmişler , efektler nasıl ama bazen de , filmdeki bütün güzel sahneleri koyup sonra film izledikten sonra, ' ne yani bu muydu' , olunuyor , bunu sevmiyorum .  Spoilersız olmak kaidesi ile yorum okumak daha iyi bu yönden , filmin güzel mi değil mi olduğunu izlemeden bilmek güzel ama bu seferde yorum yapanla zevklerin tutmayabiliyor ve film bittiğinde , 'o kadar övülen film bu muymuş ' olunuyor , bunu da sevmiyorum . Ayy ben ne seviyorum kendimde bilmiyorum😂 ama yine de ikisini de yapıyorum .

  Sürekli mimlere geç kalmamdan hasebi ile yine kimseyi mimlemiyorum ama ola ki bu mimi yapmayan varsa onları da ben mimliyorum , hiç çekinmeyin üstünüze alınınn gariii... 

  Mimleri hep geç yazıyordum ama bu sefer kendi rekorumu kırdım , en son ben yazıyorum .  Beni mimleyen , Elif ve Ruhsa 'ya hem teşekkür ediyor hem de bu kadar geç yaptığım için özür diliyorum .

  Yeni yılın bir buçuk ayı geçmiş de olsa , ben bu yıl için olan beklentilerimi yazıyorum , hadi bakalım hayırlısı , geç olsun güç olmasın .

1. Blogda daha aktif olmak . En azından haftada bir yazı yazmak . 2017 gibi yazmaya başlayıp yarım bırakmak istemiyorum .

2. En az üç tablo bitirmek . 2017 de resim çizmeye de çok az zaman ayırdım , hep yarım kaldılar , annem yazdan beri bir tablo istiyor ama hem vakitsizlik hem de biraz üşengeçlik buna engel oldu .

3. Uykumu artık bir düzene sokmak , çünkü bir gün sabaha kadar uyumayıp ertesi gün yedide uyuyorum , sonra gece uyanıp ,  gündüz yeniden uyuya kalıyorum . İlk başlarda pek beni etkilemiyordu ama artık bedenen çok yorgun hissetmeye başladım ve en kötüde bu dengesizlik bana kilo aldırmaya başladı , buna acilen bir son vermem lazım .

4. Biraz sakinlik ve suhulet . 2017 den sonra en çok istediğim şey bu sanırım 😂.

5. Flamingoların fotoğraflarını çekmek . 4 yıl önce çekme fırsatım vardı ama çamurlu bir yerdelerdi ve bendeki prenseslik sendromu yüzünden yanlarına yaklaşamamıştım . Ve şuanda yaptığım salaklığı düşündükçe acı çekiyorum . Son iki yıldır çekmek istiyorum ama fırsat olmadı , bu yıl inşallah olur , tabi zavallı hayvanlar değişen küresel ısı yüzünden artık buralara gelirler mi bilmiyorum .

6. Biraz ayakkabı ve bolca çanta . Ben çok zor beğenen biri olduğumdan , hiçbir şey alamıyorum ve kıyafetlerimden baya eledim , çok az eşyam kaldı . Kıyafet kendim dikiyorum zaten , alma derdim yok , seçme derdim yok ohhhh çok rahat , en önemlisi avm gezmek zorunda değilim , hiç sevmiyorum avm , boğuluyor gibi hissediyorum . Ama çanta ve ayakkabı bulamıyorum , en azından kendi tarzıma göre , süslüyüm ama kokoş değilim , ağır şeyleri sevmiyorum , zarifler hoşuma gidiyor ama onlarda çok süssüz oluyor süslüleri de , kıro kıro duruyor . Kendi zevkime göre , ayakkabı ve çantalar istiyorum kısaca .

7. Düşünerek hareket etmek . Olabilme olasılığı en düşük madde herhalde . Aslında çok düşünürüm , sürekli düşünürüm hatta bazen düşünmekten başım ağrır ama anlık olarak hiç düşünmeden hareket ederim ve konuşurum , pekte sonuçları hoş şeyler olmuyor tabi . Ani çıkışlarım ve yükselişlerim olur ve bu beni genel olarak kavgaya sürükler , pek mantık insanı olmuyorum . Öyle anlar tamamen mantığımı kapatıp duygularıma göre hareket ediyorum , bunu değiştirmem lazım.

  Bu minicikkk , ufacıkkk (!) isteklerim inşallah , bir buçuk ayı giden yılın geri kalanında gerçekleşir . Çok geç yapmamdan ötürü ve yapmayan kalmadı herhalde diyerekten kimseyi mimlemiyorum ve herkese bir buçuk ayı geçmiş olan yeni yıllarında hayırlar diliyorum .

   Ayrıca çok fazla şehir dışına gezmeye gittim . Aşırı yorucuydu ama bolca fotoğraf çekme imkanım oldu . Çok farklı insanlar tanıdım , hiç sebepsiz iyilik yapanlar ile tanıştım , gıcık ve acayip insanlarla da tanıştım ve ilk defa halamla tanıştım fakat o çok farklı bir hikaye.

  Ve bir stok fotoğrafçılık sitesi ile çalışmaya başladım , bu cidden zordu , saatlerce bilgisayar başında durmanın fiziksel yoruculuğu bir yana , ben bu işi beceremiyorum diye aşırı derece stres oldum , sinir krizleri geçirdim , bu da beni psikolojik olarak ciddi yordu. Fotoğraf çekmekten iğrendim bir süre , o derece yorucuydu .

  Kendime zaman çok az kalınca , buraya da bir türlü gelemedim . Ha arada geldim ama istikrarlı olarak bir türlü yazamadım . Bir gelip , biraz yazıyordum sonra işim çıkıyor , mecbur yarım bırakıyorum , dönüyorum - o da vaktim olursa - ben ne yazacaktım diye boş boş bakıyorum sonuçta yazamıyorum ve bu ciddi bir kısır döngü haline gelmeye başladı . Ve dedim , aslanım Saliha 2018 de ne yapıp edeceksin artık blog yazma işini bir düzene sokacaksın . Kendimce hayaller kurup duruyorum , planlar yapıyorum, kader insanın bu haline gülermiş ya , aynen öyle oldu. 2018 aşırı yoğun bir şekilde başladı , haydaaa diye söylenmeye vaktim olsa söylenir dururdum ama vaktim yok . Düşünün benim hayati ihtiyacım olan , söylenmeyi bile yapamıyorum - gerçi şuan yapmış oldum ama neyse , hahahhaa - , bu nasıl bir eksikliktir , resmen can damarlarımı kopardılar .

  Dedem hasta oldu ve annemde , Isparta'ya yanlarına gitti ve ben hayatımda ilk defa bütün evin sorumluluğunu aldım - yada almak zorunda kaldım - . Ben sudan çıkmış balık gibiyim , ne yapacağım bilmiyorum , bir yandan da dedemin hasta diye endişe ediyorum , müthiş bir stres ile baş başa kaldım , stresten hayatımda ilk defa sivilce çıkarttım .

  Evde hiçbir işi yetiştiremiyorum , sürekli çığlık atıp , ne yapıcammm ben diye kriz geçiriyorum . Yemek yapıyorum , ya yanıyor ya aşırı acı oluyor ya fazla geliyor ve ben atılmasın diye hepsini yemek zorunda oluyorum . Birde kardeşim ve babam sağ olsunlar , yaptıklarımı beğenmiyorlar , o zaman tavayı tencereyi havaya atmak istiyorum ama yorgunluktan bir kelime etmeye halim kalmadığından boş boş bakmak ile yetiniyorum.

  Birde üstüne annemsiz haftamda , her gün bir şey vardı . Arkadaşımın doğum günü vardı , sürpriz yapalım dedik sonra da ben , ' pastayı ben yaparım yaa ne olacak ' dedim ve gördüm günümü , pandispanya kalıbım , doğum günü olan arkadaşımdaydı ve ben olayı çaktırmamak adına isteyemedim , başka bir kalıpta yaptım ve parçalandı , her zamanki krema tarifim kayboldu , başka yaptım tutmadı . Bitirdim götürürken görür diye büyük bir torbaya koydum ama gidene kadar kol kası yaptım sonra bir açtık baktık ki , pasta mahvolmuş , sinirden bir tur ağlayıp düzeltmek için eve koşup malzeme getirip geldim hemen .

  Sonra o günün ertesi üşütüp hasta oldum ve o halde yine sürekli bir yerlere gittim ve sonuçta hastalık ilerledi ve bir gün boyunca yattım . Ve böyle delirerek ve aşırı yorucu bir şekilde bir hafta geçti . Sonra bizde Isparta'ya gittik , ben nasıl mutluyum , ohhhh işten kurtuldum diye bayram yapıyorum. Ama zavallı ben bilmiyorum ki , bütün iş yine benim üstüme kalacak  . Annem , babam ve anneannem dedemin yanında olunca evle ve kardeşlerimle benim ilgilenmem gerekti .Birde bizim 103 yaşında büyük babaanne de var ki , onunla da benim ilgilenmem gerekti , itiraf etmem gerekirse biraz ondan korkuyorum ve ne yapmam gerektiğini bilmiyorum , yani kadın bir asırdır yaşıyor ve yanlış bir şey yapıp da kadını kalpten götürmekten ödüm patlıyor .

  Bir kere kardeşim şu yeşil yüz maskelerinden sürmüştü , annemde diyor etrafta dolaşma , kapıyı da kapat , babaanne seni görürde hortlak filan sanar , kalpten gider . Ama babaanne bizim yüzümüzden kalpten gitmiyordu ben onun yüzünden gidiyordum . Bir gece korku filmi izliyorum saat dört civarı , ödüm patlıyor zaten , tam o sırada kapı gıcırtıyla bir açıldı , ben korkudan soğuk terler döküyorum , bir arkamı döndüm babaanne , sabah oldu mu diye soruyor , ben gidip bir geldim o sırada zaman mekan algımı kaybettim , konuşamıyorum , zar zor cevap verdim . O geceden sonra odanın kapısını kilitledim 😂 .

  Öyle oldu böyle oldu derken sonunda buradayım , bu sefer devamlı yazmak duası ile döndüm - sanırım - , burayı aşırı özlemişim , şükür kavuşturana canım blogcuğum ...

                                                                                Yorgun , bıkkın ,  Saliha bildirdi ...