Pages

20 Nisan 2020 Pazartesi

MEYDAN OKUMA 16 GÜN/16 YAZI , 5

  Yine ve yeniden ve her zaman olduğu gibi benim geç kaldığım bir yazı - Allah'ım şu şekilde başlamadan yazı yazacağım günleri göster Yarabbel Allemin - , herkesin yarıladığı meydan okumaya aradan kaynak yaparak giriyorum hadi hayırlısı . Aradan girmeyi sevmem ama konuları çok sevince bir seferlik yapayım dedim , Ezgi'ye de bu güzel etkinlik için teşekkürü borç bilirim .


5. En son ne zaman kayboldun? Hikayesini anlatsana? 

  En son ne zaman kaybolduğumu hatırlayamıyorum öyle çok ki ahahaha , aklım bir karış havada biri olmamdan dolayı sürekli kaybolurum yakın zaman içinde hatırladığım iki anı var , ikisi de anneanneme gittiğimiz zaman Isparta da gerçekleşti . İlki anneannemin ' aynı ' mahallede oturan kardeşinin evine, kuzenim , kardeşim ve ben gitmeye çalışıp , defalarca gittiğimiz evi bulamamız , mahalle içinde çember çizip evi aramamız ve daha da kötüsü mahallede tanıdıkları arayıp bizim kızlar sizin evin önünden geçti mi diye sorularak bütün mahalle seferber olup bizi bulması . Yani hani küçük olsak neyse de kazık kadar olmuşuz nasıl böyle rezil bir duruma düşeriz . İkincisi de yine Isparta da şurada yazmıştım çok saçma bir hikaye haahahaha .


  En son değil ama benim en unutamadığım kaybolma hikayem çocukluğumdan , ben panik ve kuralcı bir çocukluk geçirdiğim için hiç öyle çocukken kendi kendime kaybolma hikayem yok , hep kardeşimin peşinden onu sürükleyip getirmeye çalışırken kaybolma hikayelerim ama şimdiye kadar en kötü ve unutamadığım kaybolma hikayem bu ; 

   11 yaşındayım Amerikaya ilk gittiğimiz zamanlar , İngilizcem sadece ' İngilizce bilmiyorum '' ile sınırlı ve Amerika'yı bize öyle bir anlatmışlar ki herkes bizi öldürmek istiyor ve bizden nefret ediyormuş , biz kim oluyorsak ve bizi kim öldürmek istiyorsa artık , adamlar kendi kendine yaşıyor Allah Allah . Yani kısaca daha ne Amerikayı , ne Amerikalıları , ne de İngilizceyi doğru düzgün bilmiyorum . Ailecek şehir merkezinde bir avm tarzı bir yere gitmiştik ve o zaman 8 yaşında olan kardeşim sıkıldım diye tutturdu ve fırladı gitti , bende peşinden koştum hemen . En üst kat oyuncak katı, oraya gitmek için koşmuş, neyse ben onu tuttum sürükleyerek götürmeye çalışıyorum ama benden küçük olmasına rağmen yapılıydı o zamanlar - halende öyle , ağlıycam - , hiçbir işe yaramadı tabi , dedim tamam bak ve hemen dönelim - çünkü sorumluluk sahibi bir velettim - . Neyse ikna ettim falan , artık dönelim dedi , indik aşağı , SUPRISE anamlar yok ! Ben orda bayılıcam nerdeyse , böyle tutunucak yer arıyorum , salak kardeşimde hiçbir şeyin farkında değil , ben sinirden onu boğmaya çalışıyorum bir yandan da içimden dualar ediyorum .


  Sakin kalmaya çalışarak diğer katları arayalım dedim . Sakin kalmaya çalışıyorum çünkü , derdimi birine anlatmaya çalışsam anlatamam ama insanlarda salak değil başı boş iki tane çocuk panik halde, soru soracaklardır muhakkak . Ben derdimi nasıl anlatırım diye kıt İngilizcemle kafamda cümle kurmaya çalışıyorum ama ya anlamazlarsa , o zaman homeless mı olurum yoksa diğer duyduğumuz gerçekliğinden ne kadar emin olabileceğimi bilmediğim ama o zaman feci korkutan , Müslüman çocukları devletin en küçük bir şeyde alıp , Hristiyan ailelere verdiği gibi bizi de verirler mi diye düşünüp duruyorum ama bir yandan da oradan oraya koşuyorum . Farkında değilim iki kere bütün binayı dolanmışım bile , bir aşağı bir yukarı koşuyorum .  O sırada biri bizi görüyor bir şeyler soruyor , büyük ihtimal rengi kaçmış nerdeyse ağladı ağlayacak suratlarımızdan dolayı , bende yapıştırıyorum cevabı ; ' aYY don'TTT siİppİİİkk İNgiliiŞşş ' sonra da hop koşuyorum ahahahha , çünkü  yakalıycak kadın beni (!) , hey Yarabbim  hahahaah . 


  Kardeşime çok güzel şeyler söyleyerek (!) kolundan çekerek bir kaç defa bütün binayı tavaf ediyorum , artık ağlamamı çok zor tutuyorum , kıpkırmızı gözlerim zaten , tam umudu kesmiş aşağı inerken yandaki yukarı çıkan yürüyen merdivenden babamı görüyorum , babamda bizi görüyor . Bu seferde hemen yukarı yanına çıkmaya çalışıyoruz ama babam yukarıda yok , o da bizim yanımıza gelmek için aşağı inmiş , böyle bu birkaç defa sürdü , sonunda bulduk . Allah'ım bulduk ama ben titriyorum , korkudan tansiyon , şeker ne varsa düşmüş . 


  Meğerse babamlarda bizi aramak için bütün binayı gezip durmuşlar , onlar yukarıdayken biz aşağıdaymışız , biz hareket ettikçe paralel olarak onlarda hareket ettiği için bir türlü buluşamamışız . Baya trajikomik bir hikaye , şimdi gülüyorum ama o gün yaşarken , ne hissettiğimi bir ben bilirim , resmen yaşlandım o gün . Kardeşime halen çok kızıyorum bu sebepten ama işin sinir tarafı o hatırlamıyor bile .. Söyleyin beni şimdi bunu nasıl boğmayım , hatırladıkça bir tane vurup bu o gün içindi diyorum .

9 yorum:

  1. senin kardeşin de çok fenaymış 😊 Ellerine sağlık 😊🌼 neyse ki daha kötü bir durum olmamış 😊🌼 sevgiler canım benim 😊🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küçükken çok fenaydı , ondan az çekmedim ahahha şimdi sessiz sessiz oturuyor köşesinde , çirkef olan benim şimdide :D

      Sil
  2. Gerçekten heyecan dozu baya yüksek bir hikayeymiş

    YanıtlaSil
  3. Şimde bende çok gülüyorum :D ay bizde büyüdükçe işler değişti , şimdi benim ablam gibi kardeşim :D

    YanıtlaSil
  4. Yaya hiç kaybolmadım sanırım hep arabanın üzerindeyken bi haller oluyor bana :)

    "Oğluma hep tembih ettiğim şey kaybolduysan ve beni bulamıyorsan sabit dur, gezinme... Ben seni mutlaka bulurum" derim... Her iki tarafta hareket halinde olunca sıkıntılı durumlar oluşabiliyor... Neyseki sizinki de anı olarak kalmış

    YanıtlaSil
  5. ha haaa haklısın valla hep döv kardeşini sen iyi bir bahane buuu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahhahaha :D o zaman o da dövüyor maşallah eli kürek gibi biraz ayımsı bir şey sonunda ben dayak yiyorum :D

      Sil