Binbir tane önyargı ile - yine - bu diziye başladım , o da sırf Seocuğum içindi . Peki sonra ne oldu , ponçikliğin dibini bulup , gülmekten ölürken buldum kendimi . Bu tarz diziler hiç benlik değildir aslında , içim bayılıp , ööf işte sadede gelin , modunda olan ve romantik komedi hiç sevmeyen biri olarak , kendimi bile şaşırttım . Hatta dedim ben bile sevdiysem kesin herkes bayılmıştır ama gelin görün ki , seveni çok azmış , bence bende bir anormallik var , yani milletin bayıldığı dizileri sevemiyorum - örnek , DOTS izlerken içim bayıldı neydi o anam - sevmediklerini çok seviyorum .
Konusu ;
Louie ( Seo İn Guk ) , küçükken anne babasını kaybetmiştir , babaannesi onların başına gelen şeylerden , kendinin kötü şanslı olmasını sorumlu tutmuştur ve biricik kıymetli torununun başına bir şey gelmesin diye Fransa' ya gönderir . Louie Fransa da , sadık kahyası ile büyümüştür . Louie , babaannesinin serveti sayesinde krallar gibi bir hayata sahiptir fakat Louie bu hayattan memnun değildir , çünkü o bir fanusun içinde yaşamaktadır , her attığı adımında peşinde kahyası vardır , araba sürmesi yasaktır , yağmurda hasta olur yada kaza yapar diye hiçbir yere gidememektir .
Bu fanus yaşamında yapmayı sevdiği yada yapabildiği tek şey , alışveriştir . Alışveriş yaparken eşyalar ona seslenmekte - vay manyak - ve her zaman her şeyin en iyisini almaktadır . Artık babaannesi iyicene yaşlanmıştır ve hastadır , şirketi ona devretmeye karar verir . Louie Kore'ye gelir ve geldiği gün bir araba kazası geçirir .
Ko Bok Shil ( Nam Ji Hyun ) ise , elektriğin ve suyu bile olmadığı dağlarda, ninesi ve kardeşi ile yaşayan bir köylü kızıdır . O da Louie gibi , dış dünyadan kopuk , bihaber yaşamaktadır .
Bir gün kardeşi evden kaçıp Seul'e gider . Bu sırada da ninesi ölür ve Ko Bok Shil de kardeşini bulmak için Seul yollarına düşer . Daha yoldayken , bütün eşyaları çalınır . Eşyalarından geriye tek , zor bulunan değerli bir ginseng kalır , onu ise ilk gördüğü kişiye satmaya çalışır o da sadece biraz avans vererek , ginsengi alarak ortadan kaybolur, anlayacağınız gelen vurur geçen vurur . Ko Bok Shil, beş parasız , yol bilmez iz bilmez , bir halde Seul sokaklarında garip garip dolanırken , birden kardeşinin kıyafetlerini giyen bir adam görür . Gelin görün ki bu adam , öldü sanılan , bizim Louie den başkası değildir . Fakat bir sorun vardır , Louie ne kim olduğunu hatırlamaktadır, ne de Ko Bok Shil'in kardeşin kıyafetlerinin üzerinde ne işi olduğunu bilmektedir . Kardeşini bulmak için Ko Bol Shil , Louie'i yanına alır ve hikayemizde böylece başlar ...
Konusunu yazdığıma göre, hemen bol spoiler içeren kısmına geçiyorum ;
Diziye önyargı ile başladığımı yazmıştım bu önyargının en büyük nedeni başrol kızdı . Yani kadar insan içinden niye o kız niyee , diye atarlanıyordum . Çünkü bu kız ile geçmişimiz pek iyi değildir . Yani şimdiye kadar sadece bir dizi de gördüm o da , What Happens to My Family de başrol köylü kız rolündeydi ve beni dizi boyunca sinir etmişti , dizi boyunca dedim ama sağ olsun bu kız sayesinde diziyi birkaç bölüm izleyip bırakmak zorunda kaldım , kız o derece gıcıktı yani .
Neyse sonra bir haber aldım ki aman yarabbim , bu kız yine köylü rolünde , hem de Seocuğum ile , ne yana yıkılacağımı bilemedim . Sonrasında hiç elim gitmese de Seocuğum için diziye başladım . Kıza karşı , büyük bir önyargı ile başladım ama kız tam bir iyilik perisi çıktı - zor da olsa itiraf ediyorum - , şivesi gerçekten çok acayipti , sanırım geldiği yer kuzey sınırına yakındı , o da kuzey koreli gibi konuşuyordu . Ama beni konuşması rahatsız etmedi sadece farklı geldi ve -sanırım- bu şiveyi yapmak her yiğidin harcı değil .
Seul'e gelince şive çalışması , hemen şivesinin değişmemesi hoşuma gitti , zira dizilerde ne oluyorsa aniden değişen köylü kızları hep beni rahatsız etmiştir . Kıyafetleri de öyle hemen değişmedi ama değişince de çok iğrenç oldu kız resmen bana ne yakışmaz deyip giyinmiş saçı da öyle çok aşırı klasikti ve aynı zamanda bu kızın saçı nasıl bir anda düzleşti . Neyse kızın karakterine gelirsek eğer , bu kız niye böyle diye delirerek izledim , yani kız resmen beni dolandırın diye dolanıyordu , birde üstüne hırsızları , dolandırıcıları ve kendine yamuk yapmış herkesi affediyordu hem de defalarca - sinir geliyor - .
Ajumma haklı |
Louie , yani Luuuii-yaaa , tam bir şekerlikti . Ben hiç böyle sevimli erkek hareketlerine tahammül edemem , çok yapma durmasının dışında, bir erkeğin bebek gibi davranmasını çok tiksinç geliyor. Ama Seocuğuma hiç öyle durmamış - hayır ayrımcılık yapmıyorum - , kardeşim her yanıma geldiğinde bu adamdan hiç böyle bir rol beklemiyordum diyerek geçti , ama itiraf edin çok ponçik değil mi ?
Louie ile ilginç olan ise alışveriş bağımlısı bir erkek seyretmemizdi , ben alışveriş yapmayı pek sevmem o yüzden bana çok ilginç geldi . Alışveriş bağımlılığı , yüzünden zavallı kızın zar zor kazandığı iki-üç kuruşu insafsızca harcaması çok sinirimi bozdu , bir rahat dur da sadece bir gün alışveriş yapma evladım diye delirdim . Ama ne zaman sinirimi bozsa, yavru köpek gibi sevimliliği ile affettirdi .
Fakat beni anlamadığım bu Ko Bok Shil bunu niye, her seferinde affettiğiydi . Tam tencere kapak misali , birbirlerine uymuş iki avanak ikiliydiler .
Daha anlayan çıkmadı
|
İkinci adamımız Cha Joong Won ajusshi ( Yoon Sang Hyun ) , evet adamama ajusshi diyorum , çünkü adam annemden büyük yani ne yapayım . Birde işin ilginç yanı adamın çocuğu bir yaşında olması , nerdeyse torun sevecek yaşa gelmiş yani adam . Ama gelin görün ki bu amcamızı - sakin olun fanlar- ikinci adam yapmışlar hemide 95li kıza , cık cık hiç olmamış , bütün dizi boyunca kızını damadından kıskanan biri izlemiş gibi hissettim . Bunun dışında dizideki favori karakterim oydu , acayip moda anlayışı ve ayrılamadığı güneş gözlükleri ile gerçekten onun sahnelerinde çok güldüm - Louie'e ayıp olmasın şimdi 😂 - .
O güzel kızları sevmezdi , hatta dönüp dolaşıp yine başka bir köylü kızına aşık oldu .
Sürekli emir verip , dedeler gibi öhöööömmm demese iyi biriydi aslında - adamı taklit edicem diye ses tellerim gitti 😆 - .
Sürekli emir vermek derken , her şeyi keşke bağırarak söylemeseydi , tam bir dede gibiydi .
Gerçi yaptığı hareketlerin altından, çok başka şeyler çıkıyordu ,
Yani bunu düzgünce söylesen ne olurdu şimdi
|
Ajusshiye karşı düşüncülerimizi de Ko Bok Shil çok güzel özetledi .
Aynı ben 😆 |
Hatta o bir '' Uzun Bacaklı Ajusshi '' idi - bak o da ajusshi olduğunu fark etmiş - .
Fazla açık sözlüydü ve içimden geçen her şeyi sağ olsun söyledi . Ama adamda haksız da değil yani polis misin , hizmeti misin , belli değil .
İkinci kız , hımmmm ... Baek Ma Ri ( İm Se Mi ) ,bunu yazmak istemiyorum , ne gıcık kızdı , tam bir ikiyüzlülük abidesiydi , çokta ayran gönüllüydü , bir ona bir buna yazdı durdu . Başta iyiymiş gibi göründü ama ben yemem , yada alıştım artık bu ikinci kızların bu hallerine .
Birde bu kızı ben bir yerlerde gördüm diyordum ki , meğerse kız '' Heartstrings'' de oynuyormuş , hem de Park Shin Hye'nin kankaların dan biri rolünde .
11. bölümden sonra Ko Bok Shil bence çok gıcıklaştı , 11 ve 12. bölümü zor izledim , sonra ki bölümlerde , güzeldi fakat kız bir gıcıklaştı anlam veremedim . Birde sakın bu kıza ağlamalı roller vermeyin , beceremiyor , kız ağlarken dehşete düştüm resmen .
* 6 aydır, kore dizisi hiç yazmamışım ,hiç farkında da değilim , uzun zamandır yazmayınca daha çok yazasım geldi herhalde de çok uzun yazmışım, sonuna kadar okumaya dayananlara 10 puan 😁 .
bunu daaa listeye alalım madeeemsiii :)
YanıtlaSilAl mademsiii :D
SilBaşlığı görünce sesli olarak 'HA?' diye tepki vermem... (okuyucu gülüyor)
YanıtlaSilÇok güzel bir tanıtım yazısı olmuş kuzu. Ellerine sağlıkk.
Ay aynen bende ilk gördüğümde aynı tepkiyi vermiştim , alışveriş kralı , aman tanrommm , hem de erkek :D yani benim arkadaşlarım aklıma geldi direk hahaha :D Teşekkürler ^^
SilÖyle bir dizi önermişsin ki yazını sırıtarak okudum Saliha. :D
YanıtlaSilBiliyor musun romantizm dizilerini sevemem. Hatta takip ettiğim polisiye diziler bile romantizme bağlayınca bırakmıştım kimilerini. (neden Rick ile Kate'i çift yaptınız Castle'da, hıı neden!? mis gibi olay yerinin atarlı ikilisiydi onlar. dahası güncel takip ederken diziyi romantizme bağlamasıyla yarıda bırakmak zorunda kalmıştım. kaç sene geçti üzerinden finaline bile bakamıyorum) ama bunu seyrederim kiii. çünkü dediğim gibi sırıtarak okudum. hem yazının başını okuduğumca bir 'aa benim gibi biri' diyerek sevindim bir an. Bakar, bakmaz burayı yeniden işgal edeceğim. Salihaaaa başladıııımm diyerek. ^^
Allah'ım ben uzaylı değilim ya da tek uzaylı ben değilim çok mutluyum :D romantizm sevmeyen biri . Aynen yaa polisiye diziye niye aşk meşk karıştırıyorsunuz , dizinin her şeyi bitiyor , puslu , toz topraklı geçen diziler bir anda etrafta gökkuşakları çıkıyor saçmalığa bak :D
SilSaliha çok ortak yonumuz var ben de herkesin sevdiği seyleri sevmiyorum ve annem benden önce Kore dizileri izlediği için DOTS mesela izlemedim inat ettim .
YanıtlaSilBende öyle biriyim iste.
The heirs hic sevemedim , playful kiss midir neyse onu da sevemedim .
Çoğu diziyi sevemedim ben izleyecek listem uzun bunu izleyemem gibi malum YGS var önde .
Ayy aynen yaa , dots da içim bayıldı, the heirs tam bir hayal kırıklığıydı ve playful kiss onun hakkında konuşmak bile istemiyorum hayatımın en saçma saatleriydi yani . Kolay gelsin :D
SilÇok tatlı bir diziydi yahu bu bende çok severek izlemiştim. Okuduğumda da fazla seveni olmadığını görmüştüm gerçekten acayip.. Sanırım bizim tarzımız da bir sorun var çünkü bende Dots da fenalık geçirmiştim. Tamam Joong Ki izleyerek gözümüz bayram etmişti ama.. Bir yere kadar :D Çok sağlam bir yorum olmuş ama ellerine sağlık :)
YanıtlaSilAy bende çok sevdim ya , bilmiyorum niye sevilmedi acep
SilDimi joong ki bile izletmediyse bizde sorun yok , biz normaliz :D
Teşekkürler ^^
Tek şikayetim var. Bu diziyi,de yarım izleyen biri olarak Hangisini tam izledim ki zaten neyse :))) Konuya dönersem Kore,de şöyle bir sıkıntı var hepsi zargana gibi incecik oluşu erkeklerin ise artık estetikten mimik kalmaması ve aynı türde dönmesi biraz bayıyor maalesef :( Hiç mi etli bir hatun olmaz şöyle esmer tenli bir hatun :) Hepsi beyaz olucam diye 5 kilo beyazlatıcı sanki majun sürmüşler gibi burunlar aynı kilo bir gram yok Türk dizilerine mana bulurdum ama bizimkiler daha çeşitsel konuya başka bir açıdan baktım çok özür dilerim ama dayanamadım anlatmak istedim :) Bu senin blogun oldu :)Beni affet Nur .....
YanıtlaSilYoo hiç kusuru olmaz , hatta yazdığın için teşekkürler, aynı sorunları bende çok görüyorum hatta bununla ilgili yazı da yazıcaktım ama - her zaman ki gibi - çok üşendim . Dediklerine sonuna kadar katılıyorum bu dizide de gördüm bunları kız köyden geliyor koyu tenli sonra bir anda (!) değişiyor ten rengi beyazlıyor bana bu çok saçma geldi açıkçası , zaten beyaz ten takıntısı bana ırkçılık gibi geliyor . Erkekler de öyle hem estetikli hem makyajları ilk çok garip gelmişti :D
SilEvet bununla ilgili yazarsan çok güzel olur vallahi :) Çok takıntılılar ben artık bu şekilde düşünüyorum. Sarılasım geldi sana bir benim gibi düşünen daha çocukluk arkadaşını yıllar sonra görüp sıkı sıkı sarılır ya insan işte yanımda olsan sarılırdım :))) Duyguları yoğun yaşamaktan olsa gerek :) benimkisi Bir ara yaz ama bu durumu
SilÜzerimdeki üşengeçliği atarak yazıcam bakalım inşallah ^^ Duygularımı bende çok yoğun yaşıyorum herşeyin sınırın da yaşıyorum hatta :D
SilSaliha ne oldu ?
YanıtlaSilÖnceki yazın silinmiş o kişi yazdığın yazıyımı görmüş o kişi ?
Eğer gördüyse bu yazıyı yayınlama benim bloğa gel anlat tmm mı ?
O görmedi ama artık blogumdan haberi var bende bakar diye sildim , yaa çok sağol merak edip sorduğun için ^^ ama tutup da bu yazılarımı okumaz herhalde okusa da yorumlara bakmaz yani - umarım -
YanıtlaSil